Onu kurtarmak için elinden geleni yaptı.
- He did his best to rescue her.
O, onu kurtarmak için elinden geleni yaptı.
- She did her best to rescue him.
Onlar çocuğun yardımına gittiler.
- They went to the boy's rescue.
Onları kurtarmana yardım edeceğiz.
- We'll help you rescue them.
Arama ve kurtarma operasyonları hemen başladı.
- Search and rescue operations began immediately.
Babalarını kurtarmak için acele ettiler.
- They hurried to their father's rescue.
Leyla kurtulma şansını kaçırdı.
- Layla missed a chance of rescue.
Tom, köpeği aç askerler tarafından yenilmekten kurtardı.
- Tom rescued the dog from being eaten by the hungry soldiers.
Kurtarma ekipleri depremin kurbanlarına malzeme dağıtacak.
- The rescue workers are going to hand out supplies to the victims of the earthquake.
to rescue a prisoner from the enemy.
Traditionally missionaries aim to rescue many ignorant heathen souls.
The well-trained team rescued everyone after the avalanche.
The rescue of Jerusalem was the original motive of the Crusaders.
The dog proved a rescue with some behavior issues.