Bir romanın varlığının tek nedeni hayatı temsil etmek için girişimde bulunmasıdır.
- The only reason for the existence of a novel is that it does attempt to represent life.
Onun besteleri rönesans müziğinin son yankısını temsil etmektedir.
- His compositions represent the last echo of Renaissance music.
John yüzme yarışmasında sınıfını temsil etti.
- John represented his class in the swimming match.
Toplantıda kendi sınıfını temsil etti.
- He represented his class at the meeting.
Görsel öğrenenler kendi notlarında genellikle görsel temsillerden yardım görürler.
- Visual learners are often helped by visual representations in their own notes.
John yüzme yarışmasında sınıfını temsil etti.
- John represented his class in the swimming match.
Konferans sırasında şirketimizi temsil etti.
- He represented our company at the conference.
He represented that he was investigating for the police department.
... The way in which we go online, represent our identities; ...
... really represent modifications of the original fish body plan. ...