Bir alıcı piyasası malların bol olduğu, alıcıların çok çeşitli seçimlere sahip olduğu, ve fiyatların düşük olduğu bir piyasadır.
- A buyers' market is a market in which goods are plentiful, buyers have a wide range of choices, and prices are low.
Orijinal qipao geniş ve boldu.
- The original qipao was wide and loose.
Columbus Amerika'yı keşfettiği zaman, bizon ( Amerikan mandası ) geniş bir alanda yaşıyordu.
- When Columbus discovered America, bison (American buffalo) inhabited a wide-ranging area.
Mississippi Nehri derin ve geniştir.
- The Mississippi River is deep and wide.
Geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki ayrım sadece çok yaygın yanılsamadan başka bir şey değildir.
- Difference between the past, present, and future is nothing but an extremely widespread illusion.
Depremden sonra yaygın bir panik vardı.
- There was widespread panic after the earthquake.
Arka kapı sonuna kadar açık.
- The back door's wide open.
Pencere tamamen açıktı.
- The window was wide open.
İki öğrenci arasında fikirlerde büyük bir uçurum vardır.
- There is a wide gap in the opinions between the two students.
Henüz tamamen uyanık değilim.
- I'm not wide awake yet.
Tom bütün gece tamamen uyanık kaldı.
- Tom remained wide awake the whole night.
Fadıl kapıyı ardına kadar açık buldu.
- Fadil found the door wide open.
Tom gözlerini ardına kadar açtı.
- Tom opened his eyes wide.