remote in time

listen to the pronunciation of remote in time
الإنجليزية - التركية

تعريف remote in time في الإنجليزية التركية القاموس.

far
{s} uzak

Onun çalışması kabul edilebilir, ama mükemmel olmaktan uzak. - His work was acceptable, but far from excellent.

Bir şey alamayacak kadar çok uzak. - To take something too far.

far
{s} öbür
far
alıs
far
çok

O, bana bir yalan söyleyecek kadar çok ileri gitti. - He went so far as to call me a liar.

Bir şey alamayacak kadar çok uzak. - To take something too far.

far
uzağa

Uzağa gitsen bile, telefon üzerinden birbirimizle temas kurmaya devam edelim. - Even if you go far away, let's keep in touch with each other over the phone.

Biz dinlenmeden daha uzağa gidemeyiz. - We cannot go any farther without a rest.

far
ötedeki
far
bir hayli
far
daha uzaktaki
far
pek çok
far
öte

Kapıdan daha öteye gitmedi. - He went no farther than the gate.

Söz konusu sorular ekonominin çok ötesine geçiyor. - The questions involved go far beyond economics.

far
{s} mesafe katetmiş
far
Allah esirgesin
far
ilerlemiş
far
uzakta

İstasyona ne kadar uzakta? - How far is it to the station?

Tom'un yeme isteği vardı fakat evde yiyecek bir şey olmadığı için yaşadığı yerden çok uzakta olmayan mahalle marketine gitti. - Tom had the munchies, but since there was nothing in the house to eat, he went to the convenience store not too far from where he lived.

far
(sıfat) uzak, ırak, öbür, öteki, mesafe katetmiş
far
-den uzak; uzağa; uzakta: He's never journeyed far from Istanbul. İstanbul'dan uzağa hiç seyahat etmedi. They didn't go far. Uzağa
far
{s} ırak

Gözden ırak olan, gönülden ırak olur. - Far from eye far from heart.

far
Far East Uzak Doğu
الإنجليزية - الإنجليزية
far
remote in time

    الواصلة

    re·mote in time

    التركية النطق

    rimōt în taym

    النطق

    /rēˈmōt ən ˈtīm/ /riːˈmoʊt ɪn ˈtaɪm/
المفضلات