religious evangelism. see also: missionary

listen to the pronunciation of religious evangelism. see also: missionary
الإنجليزية - التركية

تعريف religious evangelism. see also: missionary في الإنجليزية التركية القاموس.

mission
{i} heyet

Kabine ordudan Okinawa'ya bir afet yardımı heyeti göndermesini istedi. - The cabinet asked the army to send a disaster relief mission to Okinawa.

Hükümet ordunun Okinawa'ya bir afet yardımı heyeti göndermesini istedi. - The government asked the army to send a disaster relief mission to Okinawa.

mission
imaret
mission
{i} görev

Tom görevin durdurulmasından yanaydı. - Tom was in favor of aborting the mission.

Tom ve Mary herhangi bir zorluk olmadan görevlerini tamamladı. - Tom and Mary accomplished their mission without any difficulty.

mission
{i}

Yapacak bir işim var. - I have a mission to accomplish.

Tom görevini terk etti ve işinden ayrıldı. - Tom abandoned the mission and quit his job.

mission
{i} elçilik
mission
çalışma

1859'dan itibaren, Amerika'dan Protestan misyonerler gelmeye başladı ve Katolik ve de Rus Ortodoks kiliseleri de misyonerlik çalışmalarına aktif olarak dahil oldular. - From 1859, Protestant missionaries from America started to arrive, and the Catholic and Russian Orthodox churches also became actively involved in missionary work.

Kendini Afrika'da ki misyon çalışmasına adadı. - She devoted herself to mission work in Africa.

mission
(Denizbilim) özgörev
mission
(Askeri) uçuş

NASA Galileo'nunkine benzeyen jeneratörler taşıyan 22 uzay uçuşunun üçünün kazayla sonuçlandığını söylüyor. - NASA says three of 22 space missions that carried generators similar to Galileo's ended in accidents.

mission
misyon

Eğer senin düzenli desteğin olmasa, benim misyonum başarısızlıkla sonuçlanırdı. - But for your steady support, my mission would have resulted in failure.

Tom bir Hıristiyan misyoner olarak Kore'ye gitti - Tom went to Korea as a Christian missionary.

mission
kurul
mission
misyonerler kurulu
mission
özel görev

Bu çok gizli bir özel görevdir. - This is a top secret mission.

mission
(Askeri) GÖREV: Genel kullanımında, özellikle küçük askeri birliklerde kullanıldığı zaman, bir şahsa veya birliğe verilmiş vazife; özel bir görev
mission
{i} ideal
mission
(isim) görev, iş, vazife, misyon, heyet, elçilik, ideal, amaç
mission
memuriyet
mission
{i} pol. misyon
mission
{i} elçilik; sefarethane
mission
memuriyet veya vazife ile bir yere gönderilen kimseler
الإنجليزية - الإنجليزية
mission
religious evangelism. see also: missionary
المفضلات