Ne yazık ki Tom'u serbest bırakmak zorunda kalacaksın.
- I'm afraid you're going to have to release Tom.
Tom Pazartesi günü cezaevinden tahliye edildi.
- Tom was released from prison on Monday.
Fadıl şartlı tahliye ile erkenden serbest kaldı.
- Fadil got early release on parole.
O köpeği serbest bırakmayın.
- Don't release that dog.
Rehineleri serbest bırakmayı reddettiler.
- They refused to release the hostages.
Ne yazık ki Tom'u serbest bırakmak zorunda kalacaksın.
- I'm afraid you're going to have to release Tom.
Rehineleri serbest bırakmayı reddettiler.
- They refused to release the hostages.
Hayvanları kafeslerinden azat et.
- Release the animals from the cages.
Onun ayağını tuzaktan kurtarmak imkansız.
- It's impossible to release his foot from the trap.
Steve Miller Band, 2010'un Haziranında yeni bir albüm yayınladı.
- The Steve Miller Band released a new album in June of 2010.
Dan Brown 1998 yılında Dijital Kaleyi yayınlandı. O, beş yıl sonra başka bir best seller Da Vinci Şifresini tamamlandı.
- In 1998, Dan Brown released Digital Fortress. Five years later he completed another best seller, The Da Vinci Code.
Onlar mahkûmu serbest bıraktılar.
- They released the prisoner.
O köpeği serbest bırakmayın.
- Don't release that dog.
Ne yazık ki Tom'u serbest bırakmak zorunda kalacaksın.
- I'm afraid you're going to have to release Tom.
Jack çamı kozalakları, örneğin, büyük bir ısıya maruz kalıncaya kadar tohumlarını bırakmak için kolayca açılmazlar.
- The cones of the jack pine, for example, do not readily open to release their seeds until they have been subjected to great heat.
Onun ayağını tuzaktan kurtarmak imkansız.
- It's impossible to release his foot from the trap.
Rehineler yarın serbest bırakılmış olacak.
- The hostages will be released tomorrow.
Tom geçen ay cezaevinden serbest bırakıldı.
- Tom was released from prison last month.
Teröristler rehineleri serbest bıraktı.
- The terrorists released the hostages.
Tom hastaneden serbest bırakıldı, ama ateşli silah yarası hâlâ iyileşiyordu.
- Tom had been released from the hospital, but he was still recovering from the gunshot wound.
Tom hapishaneden bırakıldı.
- Tom has just been released from prison.
Topladığımız tüm cümleleri Creative Commons Attribution lisansı altında serbest bırakıyoruz.
- We're releasing all the sentences we collect under the Creative Commons Attribution license.
Tutukluları serbest bırakıyorum.
- I'm releasing the prisoners.
He released his grasp on the lever.
If you continue to use abusive language, I will need to release the call.
They released the new product later than intended.
They released thousands of gallons of water into the river each month.
He was released after two years in prison.
They marked the occasion with a release of butterflies.
The video store advertised that it had all the latest releases.
work-release program.
... sneak preview of the next major release from Google Maps ...
... they can't release, that's really preventing us from ...