الإنجليزية - التركية
تعريف relating to a fiftieth anniversary في الإنجليزية التركية القاموس.
- golden
- altın
Söz gümüşse sükût altındır.
-Speech is silver, but silence is golden.
Söz gümüşse, sükut altındır.
-Speech is silver, silence is golden.
- golden
- altından
Sezar, Kleopatra'nın altından bir heykelini dikti.
-Caesar erected a golden statue of Cleopatra.
O bana altından yapılmış lüks bir saat erdi.
-He gave me a golden luxury watch.
- golden
- itidal
- golden
- çok değerli
- golden
- altın rengi
Güzel genç kız kayanın tepesine oturdu ve güneşte altın rengi saçlarını taradı.
-The beautiful maiden sat on the top of the rock and combed her golden hair in the sunshine.
- golden
- altın gibi
- golden
- (Tekstil) altuni
- golden
- insanların barış ve mutluluk içinde yaşadıkları eski bir devir
- golden
- altın golden eagle kaya kartalı
- golden
- Golden Age Yunan ve Roma ef- sanelerinde geçen
- golden
- (sıfat) altın, altın gibi, altın sarısı, üstün, türünün en iyisi
- golden
- altın kartal
- golden
- {s} altın sarısı
Tom'un uzun altın sarısı saçı var.
-Mary has long golden hair.
- golden
- {s} altın, altından yapılmış
- golden
- {s} altın renginde
- golden
- {s} üstün
- golden
- gönençli
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف relating to a fiftieth anniversary في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- golden
It's not long until our golden wedding.
relating to a fiftieth anniversary
الواصلة
re·lat·ing to a fif·ti·eth an·ni·ver·sa·ryالتركية النطق
rileytîng tı ı fîftiîth änıvırsıriالنطق
/rēˈlātəɴɢ tə ə ˈfəftēəᴛʜ ˌanəˈvərsərē/ /riːˈleɪtɪŋ tə ə ˈfɪftiːɪθ ˌænəˈvɜrsɜriː/
Resimler
المفضلات