Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

related to the current topic, or presented within context, relevant

listen to the pronunciation of related to the current topic, or presented within context, relevant
الإنجليزية - التركية

تعريف related to the current topic, or presented within context, relevant في الإنجليزية التركية القاموس.

valid
{s} geçerli

Önermenin geçerli olup olmadığı üzerinde düşünmelisin. - You ought to think over whether the premise is valid or not.

Bilet bir hafta geçerlidir. - The ticket is valid for a week.

valid
doğru

Bu otopark biletini doğrulayabilir misin? - Can you validate this parking ticket?

Yeni sürümü bir giriş doğrulamak için yüz tanıma yazılımı kullanır. - The newest version uses facial-recognition software to validate a login.

valid
{s} geçerli: valid passport geçerli pasaport
valid
sahih
valid
muteber olmak
valid
varid
valid
geçerliliği

İddianızın geçerliliğini ispat edebilir misiniz? - Can you prove the validity of your assertion?

Toplumsal cinsiyet kimliği bozukluğunun geçerliliği siyasette son derece tartışmalı bir hal almıştır. - The validity of gender identity disorder has become highly controversial in politics.

valid
sağlam temele oturtulmuş
valid
yasal

Şikayetimin yasal olduğunu düşünüyorum. - I think my complaint is valid.

valid
muteber
valid
mantıklı

Kusura bakmayın ama, onların her ikisinin mantıklı amaçları var. - With all due respect, I think they both had valid points.

valid
kanunî
valid
makul
valid
{s} sağlam
valid
{s} yürürlükte
valid
validlymuteber olarak
valid
(sıfat) geçerli, geçer, yürürlükte, sağlam, mantıklı, yerinde, yasal
valid
kanuni
الإنجليزية - الإنجليزية
valid