He is sure to set a new record in the triple jump.
- O, üçlü atlamada yeni bir rekor kıracağından emin.
He has set up three world records in swimming this year.
- O bu yıl yüzmede üç dünya rekoru kırdı.
French unemployment is at a record high.
- Fransız işsizliği bir rekor yükseklikte.
The US unemployment rate hit a record high in 2009.
- ABD işsizlik oranı 2009 yılında rekor kırdı.