Tom advertised his house for sale.
- Tom satış için evinin reklamını yaptı.
They advertised a new car on TV.
- Onlar televizyonda yeni bir arabanın reklamını yaptılar.
I put an advertisement for the new publications in the newspaper.
- Yeni yayınlar için gazeteye bir reklam koydum.
If you want to sell your old sofa, why not put an advertisement in the local paper?
- Eski kanepeni satmak istiyorsan neden yerel bir gazeteye bir reklam koymuyorsun?
If you want to sell your old sofa, why not put an advertisement in the local paper?
- Eski kanepeni satmak istiyorsan neden yerel bir gazeteye bir reklam koymuyorsun?
Thousands of people were deceived by the advertisement.
- Binlerce insan, reklam yüzünden aldatıldı.
The government banned cigarette advertising on television.
- Hükümet televizyonda sigara reklamını yasakladı.
He works for an advertising agency.
- Bir reklam ajansı için çalışıyor.
They advertised that they had a house for sale.
- Onlar satılık bir evleri olduğunu reklam ettiler.
I advertised my car for sale.
- Arabamı satmak için reklam verdim.
They're on commercials.
- Reklamlara çıkmışlar.
What's your favorite commercial?
- Senin gözde reklamın nedir?
This is the biggest publicity stunt I've ever seen.
- Bu şimdiye kadar gördüğüm en büyük reklam kampanyası.
That's just a cheap publicity stunt.
- O sadece ucuz bir reklam kampanyası.
They advertised a new car on TV.
- Onlar televizyonda yeni bir arabanın reklamını yaptılar.
The basic job of an advertising agency is to figure out how to turn a desire into a need.
- Bir reklam ajansının temel işi nasıl bir isteğin bir ihtiyaca çevrileceğini bulmaktır.
They advertised a new car on TV.
- Onlar televizyonda yeni bir arabanın reklamını yaptılar.
Tom started an advertising agency.
- Tom bir reklamcılık ajansında başladı.
This is the biggest publicity stunt I've ever seen.
- Bu şimdiye kadar gördüğüm en büyük reklam kampanyası.
That's just a cheap publicity stunt.
- O sadece ucuz bir reklam kampanyası.