Memur bir park yeri alma ricasının reddedildiğini Bob'a bildirdi.
- The official informed Bob that his request for a parking permit had been rejected.
Onun başvurusu reddedildi.
- His application was rejected.
Jefferson bu fikri reddetti.
- Jefferson rejected this idea.
Komşu ağacını kesme ricamı reddetti.
- My neighbor rejected my request to cut his tree.
Ben bu iddiayı reddetmek istemiyorum.
- I do not want to reject this claim.
Cahilliğin en yüksek formu, hakkında hiçbir şey bilmediği bir şeyi reddetmektir.
- The highest form of ignorance is to reject something you know nothing about.
Jefferson bu fikri reddetti.
- Jefferson rejected this idea.
O benim önerimi reddetti.
- She rejected my proposal.
Tom bu teklifi geri çevirdi.
- Tom rejected this proposal.
O, onun yardım teklifini geri çevirdi.
- She rejected his offer of help.