regular, common, usual

listen to the pronunciation of regular, common, usual
الإنجليزية - التركية

تعريف regular, common, usual في الإنجليزية التركية القاموس.

everyday
{s} her günkü

O sadece her günkü bir şeydir. - It's just an everyday thing.

everyday
{s} günlük

Bu bilgi çağıdır, ve bilgisayarlar günlük hayatımızda gittikçe önemli rol oynuyorlar. - This is the age of information, and computers are playing an increasingly important role in our everyday life.

TV günlük yaşamda önemli bir rol oynar. - TV plays an important part in everyday life.

everyday
{f} hergün
everyday
{s} adi
everyday
{s} olağan
everyday
{s} her gün

Bunu her gün yapmamıza gerek yok. - We don't need to do that everyday.

Leyla her gün Sami ile konuştu. - Layla talked to Sami everyday.

everyday
{s} vasat
everyday
{s} basit
everyday
{s} gündelik

Meydan okumalar Fadıl'ın gündelik hayatının bir parçasıdır. - Confrontations are part of Fadil's everyday life.

Savaşı gündelik gerçeklik yaparak, bu savaşa sebep olan politik görüştür. - Because it is politics that has caused this war, making the war our everyday reality.

everyday
{s} orta halli
الإنجليزية - الإنجليزية
{s} everyday
regular, common, usual
المفضلات