O, gidemediğine pişman.
- He is regretful that he couldn't go.
Herhangi bir şeyden pişman olmak istemiyorum.
- I don't want to regret anything.
Bende geriye bakmak ve yaptıklarım için pişman olmak eğilimi yoktur.
- I don't tend to look back and regret what I've done.
Yapmış olduğumdan hiçbir pişmanlık duymuyorum.
- I have no regrets for what I have done.
Bence herkes biraz pişmanlık ile kendi çocukluğuna geri bakar.
- I think everyone looks back on their childhood with some regret.
Olaydan duyduğu üzüntüyü ifade etti.
- He expressed regret over the affair.
Hepsi onun ölümünden duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
- They all expressed regret over her death.
İnsanlar onun ani ölümüne derinden üzüldüler.
- People regretted his sudden death deeply.
Biz, başvurunuzun kabul edilmediğini üzülerek bildiririz.
- We regret that your application has not been accepted.
He regretted his words.
I regret that I have to do this, but I don't have a choice.