O, takriben benimle aynı yaştadır.
- She's about the same age as I am.
O, takriben seninle aynı yaştadır.
- He's about the same age as you are.
Kız kardeşimle hemen hemen aynı yaşta gösterdiğimi söylerler.
- People say I look about the same age as my sister.
Hemen hemen her şeye alışabilirim.
- I can get used to just about anything.
Beynin fonksiyonu hakkında çalışıyorlar.
- They study about the function of the brain.
Çeşitli şeyler hakkında konuştuk.
- We talked about various things.
Tom istediği bir şeyi almak için aşağı yukarı yeterince zengin.
- Tom is rich enough to buy just about anything he wants.
Tom aşağı yukarı benimle aynı yaşta.
- Tom is about the same age as me.
Öyle şeyler konusunda bilgim yok.
- I don't know about things like that.
Bugün, bir sürü insan işsiz kalma konusunda endişeleniyor.
- Today, many people worry about losing their jobs.
Çocuklarını etrafında topladı.
- She gathered her children about her.
Bahçenin etrafında yüksek bir duvar vardı.
- There was a high wall about the garden.
Tom, Vikingler'in dünya tarihine etkileri üzerine beş dakikalık bir sunum yaptı.
- Tom gave a five-minute presentation about the influence of the Vikings on world history.
Bir parça kağıdın üzerine, yanınızda oturan kişi hakkında hoşlandığınız bir şey yazın lütfen.
- Please write, on a piece of paper, something you like about the person sitting next to you.
Buralarda anahtarımı kaybettim.
- I lost my key about here.
Buralarda bir kulübe vardı.
- There used to be a hut about here.
Yaşlı adam şapkası için etrafına bakındı.
- The old man looked about for his hat.
Tom ayağa kalktı ve etrafına baktı.
- Tom stood up and looked about.