O, keki altı parçaya kesti ve çocuklardan her birine bir tane verdi.
- She cut the cake into six pieces and gave one to each of the children.
Japon satrancında kaç tane farklı parça var?
- How many different pieces are there in Japanese chess?
Baba! Bu güzel sanat eserini nasıl anlayamıyorsun?
- Dad! How can you not understand this beautiful piece of art?
O, seramik eser yaparak zengin oldu.
- She became rich by making ceramic pieces.
Bana iki parça tebeşir ver.
- Give me two pieces of chalk.
Ben üç parça mobilya satın aldım.
- I bought three pieces of furniture.