refers to the portion of the lane bounded by ten boards on both sides

listen to the pronunciation of refers to the portion of the lane bounded by ten boards on both sides
الإنجليزية - التركية

تعريف refers to the portion of the lane bounded by ten boards on both sides في الإنجليزية التركية القاموس.

inside
{i} iç taraf

Kapının tam iç tarafında bir köpek buldum. - I found a dog just inside the gate.

inside
{i}

Yuriko deniz biyolojisinden mezun bir öğrenci, bir balık tankının içinde uykuya daldı ve ahtapotlar ve deniz yıldızları ile kaplı olarak uyandı. - Yuriko, a marine biology grad student, fell asleep inside a fish tank and awoke covered in octopuses and starfish.

Bir köpeğin dışında, bir kitap insanın en iyi arkadaşıdır. Bir köpeğin içinde, okumak için çok karanlıktır. - Outside of a dog, a book is man's best friend. Inside of a dog, it's too dark to read.

inside
içindeki

Tom kemanının bir Stradivarius olduğunu düşündü çünkü Stradivarius adı kemanının içindeki etiketteydi. - Tom thought his violin was a Stradivarius because the name Stradivarius was on the label inside his violin.

Duvarların içindeki askerler iyi korunuyordu. - Troops inside the walls were well protected.

inside
(Konuşma Dili) özünde

Özünde, hepimiz birbirimize benzeriz. - We are all alike, on the inside.

inside
(Konuşma Dili) esasında
inside
içerisinde

Tom evinin içerisinde kim olduğunu biliyordu. - Tom knew who was inside his house.

Bu kutunun içerisinde bir şey var. - There's something inside this box.

inside
içerisine
inside
içteki
inside
ç
inside
{i} karın

Tom karın kar küresi içine düşüşüne baktı. - Tom looked at the snow falling inside the snow globe.

Böceklerin organlarının çoğu karınlarındadır. - Most of a insect's organs are inside its abdomen.

inside
gizli

Mary bir pasta içinde ceza evine bir demir testeresi bıçağını gizlice sokmaya çalıştı. - Mary tried to smuggle a hacksaw blade into the prison inside a cake.

inside
kodeste
inside
içeriye/içerde
inside
sayfanın iç kısımlarında
inside
içerde

Tom içerde sizi bekliyor. - Tom is waiting for you inside.

Belki içerde kalsam daha iyi olur. Hava böyleyken kim dışarı çıkmak ister? - Maybe it would be better if I were to just stay inside. Who wants to go out when the weather's like this?

inside
z. içeride; içeriye
inside
(zarf) içeride, içeriye
الإنجليزية - الإنجليزية
inside
refers to the portion of the lane bounded by ten boards on both sides

    الواصلة

    refers to the por·tion of the lane bound·ed by ten boards on both sides

    التركية النطق

    rıfırz tı dhi pôrşın ıv dhi leyn baundıd bay ten bôrdz ôn bōth saydz

    النطق

    /rəˈfərz tə ᴛʜē ˈpôrsʜən əv ᴛʜē ˈlān ˈboundəd ˈbī ˈten ˈbôrdz ˈôn ˈbōᴛʜ ˈsīdz/ /rəˈfɜrz tə ðiː ˈpɔːrʃən əv ðiː ˈleɪn ˈbaʊndəd ˈbaɪ ˈtɛn ˈbɔːrdz ˈɔːn ˈboʊθ ˈsaɪdz/
المفضلات