You need to understand that prosperity doesn't last forever.
- Refahın sonsuza kadar sürmediğini anlaman gerek.
You must realize that prosperity does not last forever.
- Refahın sonsuza dek sürmeyeceğini fark etmelisin.
She attended the lecture on social welfare.
- Sosyal refahla ilgili konferansa katıldı.
Let us students contribute to the welfare of the victims of the earthquake; even loose change will go a long way.
- Öğrencilerimizin deprem kurbanlarının refahına katkıda bulunmaları için bize izin verin; cebimizdeki bozuk paralar bile bir yere kadar yeterli olacaktır.
GDP isn't a measure of well-being.
- GSYİH refahın bir ölçüsü değildir.
Surely, in the present-day society, we might as well consider it natural that consumption plays an important role in the life of man and is closely related to his well-being and happiness.
- Şurası muhakkak ki, günümüz toplumunda tüketimin insan hayatında önemli bir yere haiz olduğunu ve refah seviyesini ve mutluluğunu yakından alâkadar etmesinin tabii olduğunu söyleyebiliriz.
The next two years are not expected to be prosperous.
- Gelecek iki yılın refah olması beklenmiyor.