Fiyatlar yüzde 20 ila 40 oranında azalmıştır.
- Prices have been reduced by 20 to 40 percent.
O kitabı indirimli bir fiyata satmıyoruz.
- We're not selling that book at a reduced price.
Bunu indirimli bir fiyatla aldım.
- I bought it at a reduced price.
Muhalefet partisi gelir vergisini düşürmek için bir yasa tasarısı sundu.
- The opposition party put forward a bill to reduce income tax.
O mağaza, fiyatlarını düşürmek zorunda kaldı.
- That store had to reduce their prices.
Bu şirket çevresel kaplama alanını azaltmak için yeni teknolojiler kullanıyor.
- This company is using new technologies to reduce its environmental footprint.
O ithalatta vergi azaltmak istedi.
- He wanted to reduce the tax on imports.
Bu ay masraflarımı azaltmak zorundayım.
- I have to reduce my expenses this month.
Doktor Tom'a kırmızı et tüketimini azaltmasını söyledi.
- The doctor told Tom to reduce his red meat consumption.
Doktor Tom'a kırmızı et tüketimini azaltmasını söyledi.
- The doctor told Tom to reduce his red meat consumption.
Biz durgunluk döneminde harcamayı azalttık.
- We reduced our spending during the recession.
Real bargains: these precious books are reduced at half price!.
chicken served with a reduced red wine sauce.
living in reduced circumstances.
... reduced number of workers. And it’s possible that the well-being of elderly people could ...
... losing 5 million jobs. The entire record is such that the unemployment has not been reduced ...