Tom's college application was rejected.
- Tom'un üniversite başvurusu reddedildi
My credit card was rejected by the ATM.
- Kredi kartım ATM tarafından reddedildi.
Your request is denied.
- Senin rican reddedildi.
Those requests were denied.
- O talepler reddedildi.
You were refused entry because you were too drunk.
- Girişin reddedildi çünkü fazla sarhoştun.
Tom's request was refused.
- Tom'un talebi reddedildi.
Tom's offer was declined.
- Tom'un teklifi reddedildi.
I declined for personal reasons.
- Ben kişisel nedenler için reddedildim.
He declined my proposal.
- O benim önerimi reddetti.
Tom declined Mary's invitation.
- Tom Mary'nin davetini reddetti.
I have to deny your request.
- İsteğini reddetmek zorundayım.
Tom knew there was no point in denying it.
- Tom bunu reddetmenin hiçbir anlamı olmadığını biliyordu.
My boss rejected the budget for the new project.
- Patron yeni proje için bütçeyi reddetti.
The customer rejected everything that I showed her.
- Müşteri, gösterdiğim her şeyi reddetti.
In a sense you are right in refusing to join that club.
- Bir bakıma, o klübe katılmayı reddetmekte haklısın.
I plan on refusing to do that.
- Onu yapmayı reddetmeyi tasarlıyorum.
Doctors refused to perform a second operation.
- Doktorlar ikinci operasyonu uygulamayı reddettiler.
I am surprised that she refused such a good offer.
- Onun böyle güzel bir teklifi reddetmesine şaşırdım.
My neighbor rejected my request to cut his tree.
- Komşu ağacını kesme ricamı reddetti.
My boss rejected the budget for the new project.
- Patron yeni proje için bütçeyi reddetti.
Tom's father disowned him.
- Tom'un babası onu evlatlıktan reddetti.
Her parents disowned her and kicked her out of the house.
- Ebeveynleri onu evlatlıktan reddetti ve onu evden kovdu.