Onlar sık sık kendileriyle çelişiyorlar.
- They contradict themselves constantly.
Lütfen sık sık sözümü kesmekten kaçınır mısınız!
- Could you please refrain from interrupting me constantly!
Sally saç stilini sürekli değiştiriyordu.
- Sally was constantly changing her hairstyle.
O, sürekli mektuplar yazıyor.
- She is constantly writing letters.
O, benden sürekli olarak ödünç para alıyordu.
- He was constantly borrowing money from me.
Amcam sürekli olarak ailesine başına bela olur.
- My uncle constantly causes his family trouble.
Daima kendi kendime lakırdı ederim.
- I constantly talk to myself.