Onun bürosunu tekrar tekrar aradım fakat kimse cevap vermedi.
- I called his office again and again, but no one answered.
Tekrar tekrar denedim.
- I tried again and again.
O, mektubunu defalarca okudu.
- She read his letter again and again.
Bu kitap defalarca okumaya değer.
- This book is worth reading again and again.