تعريف received as true or valid; acknowledged في الإنجليزية التركية القاموس.
- admitted
- (Kanun) ikrar edilmiş
- admittedly
- hiç kuşkusuz
Hiç kuşkusuz o bir güzel, ama onun hataları var.
-She is a beauty, admittedly, but she has her faults.
O hiç kuşkusuz yetenekli bir lider.
-He is admittedly an able leader.
- admittedly
- kuşkusuz
O hiç kuşkusuz yetenekli bir lider.
-He is admittedly an able leader.
Hiç kuşkusuz o bir güzel, ama onun hataları var.
-She is a beauty, admittedly, but she has her faults.
- admitted
- kabul edilen
Kaliforniya, Amerika Birleşik Devletleri'ne kabul edilen 31'inci eyaletti.
-California was the 31st state admitted to the United States.
- admittedly
- gerçekte
- admitted
- {f} kabul et
Tom Mary'nin söylediğinin doğru olduğunu kabul etti.
-Tom admitted that what Mary said was true.
Herkes dünyanın bir küre olduğunu kabul etti.
-Everyone admitted that the earth is a sphere.
- admittedly
- herkesin kabul edeceği gibi
- admittedly
- itiraf edildiği gibi
- admitted
- kabul etti
Herkes dünyanın bir küre olduğunu kabul etti.
-Everyone admitted that the earth is a sphere.
Tom kırmızı şarabı döktüğünü kabul etti.
-Tom admitted to spilling the red wine.
- admitted
- {s} kabul edilmiş
- admitted
- admit içeri al/itiraf et
- admitted
- {s} herkesçe bilinen
Çocuklar herkesçe bilinen değil.
-Children are not admitted.
- admittedly
- kabul edilmelidir ki
المصطلحات ذات الصلة
تعريف received as true or valid; acknowledged في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- admittedly
- admitted