Ben gerçekten, hakikaten ona inanıyorum.
- I really, truly believe that.
İnsanların sıklıkla birbirlerine sırt çevirdiklerini görüyorum, ve bu beni hakikaten korkutuyor.
- I often see people turning against each other all the time, and this really scares me.
Yakın bir gelecekteki senin ziyaretini gerçekten dört gözle bekliyorum.
- I really look forward to your visit in the near future.
Seni anlamak gerçekten çok zor.
- Understanding you is really very hard.
Gerçekten mi? Onun evlenecek son kişi olduğunu düşünüyordum.
- Really? I thought she'd be the last person to get married.
Bir bardak soğuk biraya gerçekten minnettar kalırdım.
- I would really appreciate a glass of cold beer.
Gerçekten öyle mi oldu?
- Did it really happen like that?
Gerçekten tam olarak öyle mi söyledin?
- Did you just really say that?
Çatı mutlaka tamir edilmeli.
- The roof is really in need of repair.
Çıkmadan mutlaka karnını doyurmalısın.
- You really should eat before you leave.
Birinin kafasından neler geçtiğini kimse kesin olarak bilemez.
- No one ever really knows what's going through someone else's head.
Hiçbir şeyi kesin olarak öngöremeyiz.
- We cannot really predict anything.
Tom'un parayı almadığından kesinlikle emin olamam.
- I can't really be certain that Tom didn't take the money.
Kesinlikle bana göre değil.
- It's not really my cup of tea.
En son yapmak zorunda kaldığın cidden zor şey neydi?
- What was the last really difficult thing you had to do?
Biri koltuğun altından uzaktan kumandayı çıkarmama yardım edebilir mi? Cidden sıkışmış oraya.
- Can someone help me fish out the remote from under the couch? It's really stuck in there.
Buradaki sistem gayet iyi çalışıyor.
- The system here works really well.
Ben aslında geveze birisi değilimdir. Sadece sana anlatacak çok şeyim var.
- I'm not really a talkative person. It's just that I have a lot of things to tell you.
Tom uzun süre konuştu fakat aslında çok şey söylemedi.
- Tom talked for a long time, but didn't really say much.
Ben gerçekten, hakikaten ona inanıyorum.
- I really, truly believe that.
İnsanların sıklıkla birbirlerine sırt çevirdiklerini görüyorum, ve bu beni hakikaten korkutuyor.
- I often see people turning against each other all the time, and this really scares me.
Bir sürü kişi pandispanyayı fırınlanması zor sanmakta, ama yeterince yumurta kullanırsanız hiçbir şey sahiden ters gitmeyebilir.
- Many people think that sponge cake is difficult to bake, but if you use enough eggs, nothing can really go wrong.
O sahiden akıllı, değil mi?
- She's really smart, isn't she?
Sahi mi? Benim hobim çizgi roman okumaktır.
- Really? My hobby is reading comics.
O gerçekten akıllı, değil mi?
- She's really smart, isn't she?
Yakın bir gelecekteki senin ziyaretini gerçekten dört gözle bekliyorum.
- I really look forward to your visit in the near future.
Hakiki kadınların kıvrımları vardır.
- Real women have curves.
Sen hiç hakiki Macar tas kebabı yedin mi? Hayır ama gerçekten yemek istiyorum.
- Have you ever had genuine Hungarian goulash? No, but I'd really like to.
Gerçekten bu kadar saf değilsin, değil mi?
- You're not really that naive, are you?
Tom'un çok saf olduğunu fark etmedim.
- I didn't realize that Tom was so gullible.
x bir reel sayı olmak üzere, x² + kx - 3k > 0 eşitsizliğinde k sabitinin alabileceği değer aralığını bulunuz.
- Determine the range of values of the constant k to which the quadratic inequality x² + kx - 3k > 0 holds for any real value of x.
Fiyat artışları reel ve nominal büyüme oranları arasındaki farkı açıklar.
- Price increases explain the difference between the real and nominal growth rates.
Okuyucular, röportajların asıl hedefidir.
- The readers are the real target of interviews.
Asıl amaç buysa bilmem tabii.
- If that is the real aim, naturally I would not know about that.
Tatoeba gerçekten çok dilli. Bütün diller birbirine bağlıdır.
- Tatoeba is really multilingual. All the languages are interconnected.
Sen gerçekten çok kibarsın.
- You're really too kind.
x bir reel sayı olmak üzere, x² + kx - 3k > 0 eşitsizliğinde k sabitinin alabileceği değer aralığını bulunuz.
- Determine the range of values of the constant k to which the quadratic inequality x² + kx - 3k > 0 holds for any real value of x.
Mary gerçekten hasta değil. Numara yapıyor.
- Mary isn't really sick. She's faking it.
O, yeni pantolon askısı hakkında gerçekten hassas.
- She's really touchy about her new braces.
Tom yakında hatasının ciddiyetini fark etti.
- Tom soon realized the seriousness of his error.
Tom Mary'nin ciddi olduğunu fark etmedi.
- Tom didn't realize Mary was serious.
Tom gerçekten samimiydi.
- Tom was really friendly.
Herkes gerçekten samimiydi.
- Everybody was really friendly.
Seni anlamak gerçekten çok zor.
- Understanding you is really very hard.
Yakın bir gelecekteki senin ziyaretini gerçekten dört gözle bekliyorum.
- I really look forward to your visit in the near future.
Benim için Japonca konuşmak cidden kolay.
- It's really easy for me to speak Japanese.
O konuda cidden üzgünüm.
- I'm real sorry about that.
Sahiden mi? Adam, şaka yapıyorsun değil mi?
- Really?! Man, you're kidding right?
Bir sürü kişi pandispanyayı fırınlanması zor sanmakta, ama yeterince yumurta kullanırsanız hiçbir şey sahiden ters gitmeyebilir.
- Many people think that sponge cake is difficult to bake, but if you use enough eggs, nothing can really go wrong.
3 yaşındaki çocuğum harbiden sinirlerimi hoplatıyor.
- My 3-year-old is really getting on my nerves.
He really is a true friend. / Really? What makes you so sure?.
Well, really! How rude.
B: Really?.
B: Really. She's a nightmare.
B: Really.
But ma, I really, really want to go to the show!.
Can you really not swim?
- You mean you really can't swim?
I'm really happy I ran into you.
- I'm really glad I ran into you.
What is the real GNP of this polity?.
real father or real mother.
Really, you are so mean!
- Really, you are so mean.
They're having a really good time.
- They are having a really good time.
No one has ever seen a real unicorn.
I'm a realistic person.
- I am a realistic person.
I am a realistic person.
- I'm a realistic person.
... really get at that problem. The first is, this only applies to the 50 or so largest ...
... Really? ...