razı olarak

listen to the pronunciation of razı olarak
التركية - الإنجليزية
agreeably
consenting
acquiescently
razı ol
{f} consenting
razı ol
accede
razı ol
{f} assent
razı ol
accede to
razı ol
settle for

Poppy seed muffins are her favorites, but there are days when she must settle for blueberry. - Haşhaş tohumlu çörekler onun gözdesidir, ama onun yaban mersinine razı olmak zorunda olduğu günler vardır.

Why settle for a Kia when you can clearly afford an Audi? - Bir Audi'ye paran rahat yeterken, bir Kia'ya neden razı olasın?

razı ol
consent to

They will not consent to your proposal. - Teklifinize razı olmazlar.

I doubt that Tom will consent to do that. - Tom'un bunu yapmaya razı olduğundan kuşku duyuyorum.

razı ol
{f} consent

He consented to help the old lady. - Yaşlı bayana yardımcı olmaya razı oldu.

He finally consented to our plan. - Sonunda planımıza razı oldu.

التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) RIZAEN
razı olarak
المفضلات