She listened to her CDs at random.
- O, CD'leri rastgele dinledi.
He reads books at random.
- O, rastgele kitaplar okur.
He was picked up by a passing ship.
- Geçen bir gemi tarafından rastgele bulundu.
She buys shoes indiscriminately.
- O rastgele ayakkabı satın alıyor.
He reads books at random.
- O, rastgele kitaplar okur.
He bought books at random.
- O, rastgele kitap satın aldı.
So you did not randomly see her yesterday?
- Öyleyse onu dün rastgele görmedin.
He had no other choice but to choose the names randomly.
- İsimleri rastgele seçmekten başka seçeneği yoktu.