randevular

listen to the pronunciation of randevular
التركية - الإنجليزية
appointments

Tom is seldom late for appointments. - Tom randevulara nadiren geç gelir.

Tom is rarely late for appointments. - Tom randevulara nadiren geç kalır.

Items such as furniture or equipment found in a building that may increase or decrease the intrinsic value of the property
{i} fittings, equipment, furnishings
Fixtures, furnishings and equipment in a building which may affect its value; prearranged meetings at appointed times
Chattels or decorative touches that may affect the value of a property
plural of appointment
randevu
appointment

Please make an appointment to come in and discuss this further. - İçeriye girmek ve bunu daha fazla görüşmek için bir randevu al lütfen.

I took a taxi so that I would be in time for the appointment. - Randevuya zamanında yetişeyim diye taksiye bindim.

randevu
date

Jane could not believe it when her date polished off an entire chocolate cake. - Jane randevusunda tüm bir çikolatalı kekin bittiğine inanamadı.

Tom brought a flower and presents for his date. - Tom randevusu için bir çiçek ve hediyeler aldı.

randevu
{i} rendezvous

Tom bought, for his rendezvous, a flower and a gifts. - Tom randevusu için bir çiçek ve bir hediye aldı.

I have a rendezvous with my uncle tomorrow. - Yarın amcamla randevum var.

randevu
engagement

Do you have any engagement tomorrow? - Yarın herhangi bir randevun var mı?

I can't go with you. I have an engagement. - Seninle gidemem. Bir randevum var.

randevu
assignation
randevu
(Bilgisayar) an appointment

We must avoid calling on others without an appointment. - Biz, randevusuz başkalarını ziyaret etmekten kaçınmalıyız.

Tom has an appointment at 2:30. - Tom'un 2.30'da randevusu var.

randevu
tryst
randevu
venue
randevu
appoıntment
randevu
appointment, engagement, rendezvous, date
التركية - التركية

تعريف randevular في التركية التركية القاموس.

randevu
Belli bir saatte, belli bir yerde iki veya daha çok kişi arasında kararlaştırılan buluşma: "Bunlar bana öyle gelir ki, vaktiyle verdikleri bir randevuya o gün canları istememiş de gitmemişler."- S. F. Abasıyanık
randevu
Belli bir saatte, belli bir yerde iki veya daha çok kişi arasında kararlaştırılan buluşma
randevular
المفضلات