rahmetli

listen to the pronunciation of rahmetli
التركية - الإنجليزية
deceased

I often think about my deceased mother. - Sık sık rahmetli annemi düşünüyorum.

Does anyone know the name of the deceased? - Rahmetlinin adını bilen var mı?

late

Her late husband was a violinist. - Rahmetli kocası kemancıydı.

Maria's late husband was a violinist. - Maria'nın rahmetli kocası bir kemancıydı.

the late ..., ..., now departed
(Strictly speaking, this word applies only to Muslims.)
sainted
deceased, late, departed; the deceased, the late
decease

It's a portrait of my deceased father. - O, rahmetli babamın bir portresidir.

I often think about my deceased mother. - Sık sık rahmetli annemi düşünüyorum.

rahmetli olmak
to die, pass away
rahmetli olmak
to die, to pass away
rahmetli olmuş
dead and gone
التركية - التركية
Tanrı'nın rahmetine kavuşmuş, yarlıganmış" anlamında ölmüş kimseleri saygıyla anmak için ad veya unvanlarının başına getirilen bir söz, merhum: "Hocamız rahmetli Muhsin Bey, bunu sınıfta okurken gözleri yaşarırdı."- H. Taner. Ölmüş bir kimsenin adı yerine kullanılır: "Rahmetli, insanların en iyilerinden biriydi."- P. Safa
"Tanrı'nın rahmetine kavuşmuş, yarlıganmış" anlamında ölmüş kimseleri saygıyla anmak için ad veya unvanlarının başına getirilir, merhum
Ölmüş bir kimsenin adı yerine kullanılır
rahmetlik
rahmetli olmak
Ölmek
rahmetli
المفضلات