I can easily wait till tomorrow.
- Yarına kadar rahatça bekleyebilirim.
This airplane accommodates 400 passengers quite comfortably.
- Bu uçak rahatça 400 yolcu taşıyabilir.
People often live comfortably in the suburbs.
- İnsanlar genelde banliyölerde rahatça yaşamaktadır.
Sami could move freely around the prison.
- Sami cezaevinde rahatça dolaşabilirdi.