Mike'ın güzel bir raketi var.
- Mike has a nice racket.
Jane'in bu raketi benim dün aldığımdan biraz daha ağır.
- This racket of Jane's is a little heavier than the one which I bought yesterday.
Devam eden bütün bu curcunayla uyuyamıyorum.
- I can't sleep with all this racket going on.
Onlar dün gece büyük bir curcuna yaptılar.
- They made a big racket last night.
Dün gece evimde bu tür bir gürültü vardı uyuyamadım.
- There was such a racket at my house last night, I couldn't sleep.
Ben bütün o gürültü ile uyuyamıyorum.
- I can't sleep with all that racket.
George'un tenis raketini nereden aldığını biliyor musunuz?
- Do you know where George bought his tennis racket?
Yeni bir tenis raketi istiyorum.
- I want a new tennis racket.
Dokuz FIFA yetkilisi tutuklandı ve şantaj ve rüşvet ile suçlandı.
- Nine FIFA officials have been arrested and charged with racketeering and bribery.
They had quite a racket devised to relieve customers of their money.