rabıta

listen to the pronunciation of rabıta
التركية - التركية
Bağlayan şey, bağ
İki şeyi birbine bağlayan ip
Tarikatlarda müridin dervişe bağlılığı
Bağlayan şey, bağ: "Bu dünya öyle bir dünya ki, zengin ile fakir arasında kardeşlik rabıtaları bile kalmıyor."- R. N. Güntekin. İki şeyi birbine bağlayan ip. İlgi, ilişki: "Bu rabıtamı sizden gizlemek pek fazla azap veriyor, bu his beni tamamıyla değiştirdi, bambaşka bir insan yaptı."- P. Safa
Birbirini tutma, tutarlık
Düz döşenmiş parke
Düzen, sıra
İlgi, ilişki
Birbirine geçmeli tahtadan bir döşeme türü
Tarikatlarda müridin şeyhi aracılığıyla kalbini Allah'a bağlaması
(Osmanlı Dönemi) bağ, bağlayan, rabteden, bitiştiren
RABITA
(Hukuk) Bağlantı, düzen, tertip; bağlantıyı sağlayan tahta, ağaç
rabıta
المفضلات