Bunun gibi bir şey yapmalıyız.
- We should make something like that.
Bunun gibi hikayeler beni büyülüyor.
- Stories like that fascinate me.
Ben asla öyle bir şey duymadım.
- I never heard anything like that.
Ben asla öyle bir şey söylemezdim.
- I would never say anything like that.
Patrona o şekilde karşı çıkman bayağı büyük cesaretti.
- It was pretty ballsy of you to stand up to the boss like that.
Onu o şekilde bırakmak ister misin?
- Do you want to leave it like that?
Böyle bir şeyi kim yapardı?
- Who would do something like that?
Böyle konuşmak için aptal olmalı.
- He must be a fool to talk like that.
He was playing in the yard and, then, like that, he was gone.