Onlar gömülü hazine arayışında çölü araştırdı.
- They explored the desert in quest of buried treasure.
Çinli firmalar dünya pazarını ele geçirme arayışına girdi.
- Chinese firms have embarked on a quest to conquer the world market.
Bir sincap ruhu tarafından yönlendirilen çocuk araştırmasında başarılı olmuştu.
- The boy succeeded in his quest, guided by the spirit of a squirrel.
O, gökyüzünün dünyaya dokunduğu noktayı bulmak için uzun ve zorlu bir araştırmaya devam etti.
- He went on a quest to find the point where the sky touches the Earth.
Biraz geçmişi araştırma yapıyorum, ve size birkaç soru sormak istiyorum.
- I'm doing some history research and would like to ask you a few questions.
Bir sincap ruhu tarafından yönlendirilen çocuk araştırmasında başarılı olmuştu.
- The boy succeeded in his quest, guided by the spirit of a squirrel.
Eğer daha fazla sorunuz varsa, aramakta tereddüt etmeyiniz.
- If you have any more questions, please don't hesitate to call.
Eğer herhangi bir sorununuz varsa, aramak için tereddüt etmeyin.
- If you have any questions, don't hesitate to call.
Eğer daha fazla sorunuz varsa, aramakta tereddüt etmeyiniz.
- If you have any more questions, please don't hesitate to call.
Eğer herhangi bir sorununuz varsa, aramak için tereddüt etmeyin.
- If you have any questions, don't hesitate to call.
Böylesine pahalı bir araba almak söz konusu değil.
- Buying such an expensive car is out of the question.
Aziz Augustine tarafından yazılan İtiraflar bize ortodokslukta biten entelektüel arayışın zamansız bir hikayesini anlatır.
- Confessions by St. Augustine tells us the timeless story of an intellectual quest that ends in orthodoxy.
... As the quest for coal takes miners ever deeper into the ground, ...