Aniden yağmur yağmaya başladı.
- All of a sudden, it began raining.
Aniden yağmur yağmaya başladı.
- All of a sudden it started raining.
Birden beklenmedik bir şey oldu.
- Suddenly, something unexpected happened.
İki yıl önce kardeşimin ansızın ölmesinden beri, yengem onun kendisine bıraktığı küçük mücevher dükkanına gitmeye devam etti.
- Since my brother died suddenly two years ago, my sister-in-law has valiantly kept going the small jewellery store he left her.
Neden ansızın dün öğleden sonra gittin?
- Why did you suddenly leave yesterday afternoon?
Cümleler için bir pazar olsaydı, dil bilgisi spekülasyonlarımız birdenbire anlam bulurdu.
- If there existed a market for sentences, our grammatical speculations would suddenly make sense.
Tom'un kalbi birdenbire daha hızlı atmaya başladı.
- Tom's heart suddenly began to beat faster.
Neden ansızın dün öğleden sonra gittin?
- Why did you suddenly leave yesterday afternoon?
Ansızın fikrini ne değiştirdi?
- What made you change your mind all of a sudden?
Aniden yağmur yağmaya başladı.
- Suddenly rain began to fall.
Aniden yağmur yağmaya başladı.
- All of a sudden, it began raining.
Aniden umulmadık bir şey meydana geldi.
- Suddenly, something unexpected happened.