O zamana kadar, infazı erteliyoruz.
- Until then, we are postponing the execution.
Onların idamı için belirlenen günde, o sanki şölene gidiyormuş gibi saçını kesti ve giyinip kuşandı.
- Upon the day appointed for their execution she cut off her hair and dressed herself as if going to a fete.
İdamdan önce aylar boyunca vahşice işkence gördüler.
- Before their execution, they were tortured savagely for months.
On yedinci saatte yürütmenin durdurulması emredildi.
- A stay of execution was ordered at the eleventh hour.
Ölüm cezasını iptal etmeliyiz.
- We must abolish the death penalty.
Tom ölüm cezasının kaldırılması gerektiğine inanıyor.
- Tom believes that the death penalty should be abolished.