O mükemmel bir vuruştu.
- That was an excellent putt.
Tom iyi bir vuruş yaptı.
- Tom made a good putt.
Tom çantasına eşyalarını koyuyor.
- Tom is putting stuff in his backpack.
Hayallerinize paramı koymakla ilgilenmiyorum.
- I have no interest in putting my money into your dreams.
O kili ateşe koyarak sertleştirdi.
- He hardened clay by putting it into a fire.
Her şeyi bir tekneye koyarak riske atmayın.
- Don't risk putting everything in one boat.
Arşivlerimizin sistematik bir sınıflandırmasını yerleştirmek büyük bir zaman tasarrufu olabilir.
- Putting in place a systematic classification of our archives could be a great time saver.
Ayağımı yere koyuyorum.
- I'm putting my foot down.
Bence çok fazla şeker koyuyorsun.
- I think you're putting in too much sugar.
At this resort there's an 9-hole golf course, a small putting green and an 18-hole pitch and putt course.