Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

put on trial

listen to the pronunciation of put on trial
الإنجليزية - التركية
yargılandı
try
{i} deneme

Yaşlı insanlar sık sık yeni şeyleri denemekten korkarlar. - Older people are often afraid of trying new things.

Tom her zaman yeni bir şey denemek ister. - Tom always wants to try something new.

try
{f} çalışmak (yapmaya)
try
girişim

Şifrenizi geri alma girişiminiz başarılı değildir. Lütfen tekrar deneyin. - Your attempt to retrieve your password was not successful. Please try again.

try
kalkışma
try
sıkmak
try
kızdırmak
try
uğraşmak

Ona uğraşmak anlamsız. - It's nonsense to try that.

Sonunda Tom'u odasını temizlemeye ikna etmek için uğraşmaktan vazgeçtim. - I finally stopped trying to persuade Tom to clean his room.

try
(Tıp) Deneme, tecrübe
try
tetkik etmek
try
{f} teşebbüs etmek
try
{f} çalışmak, uğraşmak: They are trying to finish the project on time. Projeyi zamanında bitirmeye çalışıyorlar
try
{f} tatmak
try
{f} taşırmak (sabır)
try
tecrübe etmek
try
(fiil) denemek, gayret etmek, teşebbüs etmek, çalışmak (yapmaya), sınamak, yormak, taşırmak (sabır), yargılamak, tatmak
try
{i} atış hakkı (ragbi)
try
(isim) deneme, çaba, atış hakkı (ragbi)
try
tahkik etmek
try
(Tıp) Denemek, tecrübe etmek
الإنجليزية - الإنجليزية
bring before the court
try
put on trial

    الواصلة

    put on tri·al

    التركية النطق

    pût ôn trayl

    النطق

    /ˈpo͝ot ˈôn ˈtrīl/ /ˈpʊt ˈɔːn ˈtraɪl/
المفضلات