put into a bucket

listen to the pronunciation of put into a bucket
الإنجليزية - التركية

تعريف put into a bucket في الإنجليزية التركية القاموس.

bucket
kova

Tom kovayı ağzına kadar doldurdu. - Tom filled the bucket to the top.

Tom bir ekstra-baharat kovası, kızarmış piliç ve bir konteyner lahana salatası ısmarladı. - Tom bought a bucket of extra-spicy fried chicken and a container of coleslaw.

bucket
(Askeri) mastalya
bucket
(Spor) çember
bucket
bakraç
bucket
(down ile) şakır şakır yağmur yağmak
bucket
bucket seat çanak biçiminde koltuk
bucket
{f} bardaktan boşanırcasına yağmak
bucket
{f} kovayla taşımak
bucket
{f} dörtnala koşturmak
bucket
(İnşaat) kova, kepçe
bucket
bucket çok yağ/in
bucket
{i} tulumba pistonu
bucket
bucket shop borsa hisseleri üzerinden vurgun yapan
bucket
meyhane gibikick the bucket nalları dikmek
bucket
ölmek bucketfulbir kova dolusu
bucket
kova,v.kova ile çek: n.kova
bucket
biriktirme yeri
الإنجليزية - الإنجليزية
bucket
put into a bucket

    الواصلة

    put in·to a buck·et

    التركية النطق

    pût întı ı bʌkıt

    النطق

    /ˈpo͝ot əntə ə ˈbəkət/ /ˈpʊt ɪntə ə ˈbʌkət/
المفضلات