put at risk, endanger, jeopardize

listen to the pronunciation of put at risk, endanger, jeopardize
الإنجليزية - التركية

تعريف put at risk, endanger, jeopardize في الإنجليزية التركية القاموس.

peril
{i} tehlike

Sami, içinde bulunduğu tehlikeyi fark etti. - Sami realized the peril he was in.

Bir ulusun hayatı tehlikede değilse, savaş cinayettir. - Unless a nation's existence is in peril, war is murder.

peril
(Kanun) muhatara
peril
vahamet
peril
(isim) tehlike
peril
{f} tehlikeye atmak
peril
{i} tehlike; tehlikeye uğrama
peril
(fiil) tehlikeye atmak
الإنجليزية - الإنجليزية
{f} peril
put at risk, endanger, jeopardize
المفضلات