push, boost, hit; thrust force, propelling force (as of an airplane)

listen to the pronunciation of push, boost, hit; thrust force, propelling force (as of an airplane)
الإنجليزية - التركية

تعريف push, boost, hit; thrust force, propelling force (as of an airplane) في الإنجليزية التركية القاموس.

thrust
{f} it
thrust
batırmak
thrust
iğneli laf
thrust
sıkıştırmak
thrust
(Spor) vuruş
thrust
(fiil) itmek, dürtmek, sokmak, saplamak, saldırmak, hücum etmek
thrust
saplamak
thrust
itmek
thrust
(Askeri) ÇEKİŞ: Çevre atmosfer basıncı üstündeki basınç kuvvetleri unsurlarından meydana gelen bir araç sevk sisteminin bütün iç yüzeyleri üzerinde, hareket istikametine paralel etkide bulunan, hareket istikametindeki mafsala kuvvet, uçakta, pervanenin meydana getirdiği çekiş
thrust
{i} saplama

Peynirin içine bıçak saplamayın. - Don't thrust your knife into the cheese.

thrust
{i} hücum
thrust
{f} sokmak
thrust
{f} dürtmek
thrust
süngülemek
thrust
{i} itme

İtme bir roketin ne kadar itme verebileceğidir. - Thrust is how much push a rocket can give.

thrust
(İnşaat) itme, dayanma
thrust
(isim) itiş, itme, saplama, süngüleme, baskı, basınç, saldırı, hücum, itme kuvveti
thrust
{f} saldırmak
thrust
{i} saldırı
thrust
itme kuvveti
الإنجليزية - الإنجليزية
{i} thrust
push, boost, hit; thrust force, propelling force (as of an airplane)
المفضلات