Paul Mary'nin cüzdanı çalındığında onunla birlikte değildi.
- Paul wasn't with Mary when her purse was stolen.
Otobüste cüzdanımı çaldırdım.
- I had my purse stolen in the bus.
Ben el çantası taşımayı sevmiyorum.
- I don't like to carry a purse.
Leyla parayı el çantasına koydu.
- Layla put the money in her purse.
Tom Mary'nin cüzdanından para çaldı.
- Tom stole money from Mary's purse.
Onun kılıçları ve parası var.
- He has swords and purse.
O, benden çantamı çaldı.
- He stole my purse from me.
Çantamı geride bıraktım.
- I left my purse behind.
Just purse your lips and whistle - that's the thing.