Oda bu amaç için gayet uygun.
- The room is perfectly suitable for this purpose.
Para kazanmak hayatındaki asıl amaçtır.
- Making money is his main purpose in life.
Araştırma amaçları için bir oda ayırın.
- Allocate a room for research purposes.
Çok sayıda öğrenci müzik eğitimi yapmak amacıyla Avrupa'ya gider.
- Many students go to Europe for the purpose of studying music.
O müzik eğitimi amacıyla İtalya'ya gitti.
- He went to Italy for the purpose of studying music.
Vazoyu kasıtlı olarak kırdım.
- I broke the vase on purpose.
Palyaço kasıtlı olarak düştü.
- The clown fell down on purpose.
Bunu mahsus yapıyorsun!
- You're doing it on purpose!
Okumaktan asıl maksadın ne olursa olsun, kitaplar sana her zaman memnuniyet ve tatminkârlık duygusu verecektir.
- No matter what your main purpose is in reading, books should never fail to provide contentment and satisfaction.
Bunu kasten yapıyorsun!
- You're doing it on purpose!
Bunu kasten yaptın, değil mi?
- You did this on purpose, didn't you?
Yolculuğunun amacı nedir?
- What's the purpose of your trip?
Bunu bile bile yapıyorsun!
- You're doing it on purpose!
Onu bile bile yaptın, değil mi?
- You did that on purpose, didn't you?
Bunu kasten yapıyorsun!
- You're doing it on purpose!
Bunu kasten yaptın, değil mi?
- You did this on purpose, didn't you?
Bilerek onun hislerini incittim.
- I hurt her feelings on purpose.
O hatayı bilerek mi yaptın?
- Did you make that mistake on purpose?
Bunu mahsus yapıyorsun!
- You're doing it on purpose!
Tom bilerek son sayfayı boş bıraktı.
- Tom purposely left the last page blank.
Ben onu bilerek yapmadım.
- I purposely didn't do that.
Kasıtlı olarak yanlış cevap verdin, değil mi?
- You purposely gave the wrong answer, didn't you?
Tom sadece Mary'yi kızdırmak için gömleğini kasıtlı olarak ters giydi.
- Tom purposely wore his shirt inside out just to irritate Mary.
O müzik eğitimi amacıyla Avusturya'ya gitti.
- He went to Austria for the purpose of studying music.
O müzik eğitimi amacıyla İtalya'ya gitti.
- He went to Italy for the purpose of studying music.
Bilim, iyi ve kötü amaçlar için kullanılabilir.
- Science can be used for good or evil purposes.
Atom enerjisi barışçıl amaçlarla kullanılabilir.
- Atomic energy can be utilized for peaceful purposes.
Onu kasıtlı olarak mı yaptın?
- Did you do that purposely?
Tom sadece Mary'yi kızdırmak için gömleğini kasıtlı olarak ters giydi.
- Tom purposely wore his shirt inside out just to irritate Mary.
The dative of purpose is rare in this type of writing.
This poem is filled with datives of purpose.
I bought a pen and some paper to write a note, is an example of an infinitive of purpose.
That wasn't an accident! You did it on purpose!.
An all-purpose cleaner.
... war on general purpose computation. Now I want to investigate what happens if ...
... on their kind of payroll for that precise purpose. ...