الإنجليزية - التركية
تعريف pure; unmixed; as, absolute alcohol في الإنجليزية التركية القاموس.
- absolute
- mutlak
Tüm çalışanlarımdan mutlak sadakat istiyorum.
-I require absolute loyalty of my employees.
Onun mutlak gücü var.
-He has absolute power.
- absolute
- {s} mutlâk
Diktatörün tüm yardımcıları ile ilgili mutlak sadakatı vardı.
-The dictator had the absolute loyalty of all his aides.
Onun mutlak gücü var.
-He has absolute power.
- absolute
- {s} salt
- absolute
- {s} kesin
Söylentinin kesin bir yalan olduğunu kanıtlandı.
-The rumor proved to be an absolute lie.
Bir grup insanın bizimle birlikte su kayağına gideceğini düşünmüştüm. Fakat kesinlikle başka hiç kimse gelmedi.
-I thought a bunch of people would go water skiing with us, but absolutely no one else showed up.
- absolute
- {s} sınırsız
- absolute
- {s} pol. mutlak, saltık, sınırsız: absolute monarchy mutlak
- absolute
- (Dilbilim) yalın
- absolute
- absolit
- absolute
- düzey
- absolute
- sonsuz
- absolute
- mükemmel
Her şekilde, kesinlikle mükemmelsin.
-You're absolutely perfect, in every way.
- absolute
- kayıtsız şartsız
- absolute
- müstakil
- absolute
- katıksız
- absolute
- saf
- absolute
- (Askeri) MUTLAK; KATİ; KESİN; TAM
- absolute
- (sıfat) mutlâk, kesin, tam, salt; kayıtsız şartsız, sınırsız; saf; katışıksız
- absolute
- mutlak,tam
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف pure; unmixed; as, absolute alcohol في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- absolute
pure; unmixed; as, absolute alcohol
الواصلة
pure; unmixed; as, Ab·so·lute al·co·holالنطق
Resimler
السابق
المفضلات