تعريف publishing في الإنجليزية التركية القاموس.
- yayıncılık
Tom yayıncılık işinde.
- Tom is in the publishing business.
O iki yıldır bir yayıncılık şirketinde.
- She has been with a publishing company for two years.
- (Bilgisayar) yayımlanıyor
- (Kanun) neşretme
- neşir
- yayınlayarak
- yayımcılık
- yayımla
- yayım
- {i} yayınlama
- yayın
Bugünden sonra el yazmasını bir yayınevine göndermek istiyorum.
- After today, I want to send the manuscript to a publishing house.
Dan yayın evinden iki tane kitap sipariş etti.
- Dan ordered two books from the publishing house.
- {f} bas: prep.yayınlayarak,yayıncılık
- yayınlanması
- publishing house
- yayınevi
Bugünden sonra el yazmasını bir yayınevine göndermek istiyorum.
- After today, I want to send the manuscript to a publishing house.
- publish
- yayınlamak
Dan bir kitap yayınlamak istedi.
- Dan wanted to publish a book.
Kitabımı yayınlamak zorundayım.
- I have to publish my book.
- publish
- yayımlamak
Dan bilimsel makalelerini yayımlamak için baskı altındaydı.
- Dan was under pressure to publish his scientific articles.
- publishing agreement
- yayın sözleşmesi
- publishing firm
- yayınevi
- publishing scheme
- yayın planı
- publishing services
- yayım hizmetleri
- publishing business
- yayıncılık hayatı
- publishing business
- yayıncılık işi
- publishing contract
- (Kanun) yayın sözleşmesi
- publishing contract
- (Kanun) neşir mukavelesi
- publishing coordinator
- yayın koordinatörü
- publishing date
- yayınlama tarihi
- publishing industry
- yayıncılık endüstrisi
- publishing to
- (Bilgisayar) yayımlandığı yer
- publishers and publishing
- yayınevleri ve yayıncılık
- publish
- {f} basmak
- desk top publishing
- masa üstü-yayıncılık
- desktop publishing
- masa üstü yayıncılık
- publish
- yayımlatmak
- publish
- açık etmek
- publish
- (Bilgisayar) sunucuda
- publish
- yaymak
- publish
- söylemek
- submit for publishing
- baskıya vermek (gazete vb)
- desk top publishing
- masa üstü yayıncılık
- desktop publishing
- masaüstü yayıncılık
- first publishing
- ilk yayım
- publish
- açığa vurmak
- publish
- açıklamak
- publish
- herkese yaymak
- publish
- yayınla
Senin kitabın ne zaman yayınlanacak?
- When will your book be published?
Bu yerel gazete, haftada bir yayınlanır
- This local newspaper is published once a week.
- publish
- {f} (kitap, dergi v.b.'ni) basmak/bastırmak
- publish
- {f} ortaya dökmek
- publishing house
- yayın evi
- computer aided publishing
- (CAP) bilgisayar destekli yayin
- desktop publishing
- masaüstü yayımcılık
- electronic publishing
- Elektronik Yayıncılık
- history publishing
- tarih yayıncılığı
- literature publishing
- edebiyat yayıncılığı
- magazine publishing
- dergi yayıncılığı
- magazine publishing
- dergi çıkartma
- magazine publishing
- (Basın) dergicilik
- publish
- {f} duyurmak
- publish
- {f} çıkarmak
- publish
- bastırmak
- publish
- {f} ilan etmek
- publish
- {f} kamuoyuna açıklamak
- publish
- yayımla
1935'de bir yazar, annesi tarafından sağlanan fonla bir şiir kitabı yayımlattı. İthaf yazısında, onun kitap müsveddesini kabul etmeyen tüm editörlere teşekkür etti.
- In 1935 a writer published a book of poetry with funds provided by his mother. In the dedication he thanked all the editors who had rejected his manuscript.
Uyuşturucu ile ilgili suçlar konusunda Doyle'nin çalışmasında sunulan argüman bir beyaz kağıt olarak ilk kez yayımlandı.
- The argument presented in Doyle's study was first published as a white paper on drug-related crimes.
- publish
- {f} ileri sürmek
- publish
- basıp yaymak
- publish
- ifşa etmek
- publish
- neşretmek
- softcopy publishing
- elektronik yayımcılık