الإنجليزية - التركية
تعريف public; belonging to a city; of a city في الإنجليزية التركية القاموس.
- city
- büyük yerleşim yeri
- city
- megapol
- city
- kent
Ofisim kentin merkezinde.
-My office is in the central area of the city.
Bu göl kentimize su sağlamaktadır.
-This lake supplies our city with water.
- city
- {i} şehir
O bu şehirdeki en büyük oteldir.
-This is the biggest hotel in this city.
Tokyo çok büyük bir şehirdir.
-Tokyo is a very big city.
- city
- cityreds şehirde büyümüş
- city
- {i} şehir halkı
- city
- city editor gazetede mahalli muhabirleri idare eden müdür
- city
- city father ehri yöneten kimse
- city
- {i} büyük kasaba
- city
- city block kesişen sokaklarla ayrılan arsa
- city
- city dump çöplük
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف public; belonging to a city; of a city في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- city
public; belonging to a city; of a city
الواصلة
public; be·long·ing to a city; of a Ci·tyالنطق
Resimler
المفضلات