Başkan yarın bir açıklama yapacak.
- The President is to make a statement tomorrow.
Tom'un açıklaması tamamen saçma.
- Tom's statement is pure nonsense.
Ben onun sözüne inanamadım.
- I could not believe his statement.
Onun sözünün aslını araştıracağım.
- I'm going to ascertain the truth of his statement.
Bizim imzalı bir beyanımız var.
- We have a signed statement.
Tanığın beyanına inanıyor musunuz?
- Do you believe the witness's statement?
Kanıt, bir önceki ifadeye karşılık gelir.
- The evidence corresponds to his previous statement.
Onun ifadesi düzmeceydi.
- Her statement was false.