provide for;

listen to the pronunciation of provide for;
الإنجليزية - التركية

تعريف provide for; في الإنجليزية التركية القاموس.

provide for
rızkını temin etmek
provide for
hesaba almak
provide for
sağlamak
provide for
düşünmek
provide for
geçindirmek
provide for
öngörmek
provide for
gereksinimini sağlamak
provide for
geçimini sağlamak
provide for
sağla

Onların, geçimini sağlayacak bir sürü çocukları vardı. - They had a lot of children to provide for.

O,genç olduğu için,geçimini sağlayacak büyük bir aileye sahip. - Young as he is, he has a large family to provide for.

provide for
-i geçindirmek, -in geçimini sağlamak, -in rızkını temin etmek
provide for
ihtiyaçlarını karşılamak

Senin ve erkek kardeşinin ihtiyaçlarını karşılamak için elimden gelenin en iyisini yapıyorum. - I'm trying my best to provide for you and your brother.

O, ailesinin ihtiyaçlarını karşılamak için gece gündüz çalışır. - He works day and night to provide for his family.

provide for
hesaba katmak
provide for
-i hesaba almak/katmak, -i düşünmek: She's provided for that as well
provide for
(Fiili Deyim ) tüm gereksinimleri sağlamak , geçindirmek
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف provide for; في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

provide for
If you provide for something that might happen or that might need to be done, you make arrangements to deal with it. James had provided for just such an emergency
provide for
If a law or agreement provides for something, it makes it possible. The bill provides for the automatic review of all death sentences
provide for
If you provide for someone, you support them financially and make sure that they have the things that they need. Elaine wouldn't let him provide for her Her father always ensured she was well provided for
provide for;

    الواصلة

    pro·vide for

    فيديوهات

    ... So they really wanted to provide for 4G connectivity ...
المفضلات