Beth protesto etti, ancak annesi onun inanılmaz şişman olduğunu hatırlattı.
- Beth protested, but her mother reminded her that she was incredibly fat.
O yeni planı protesto etti.
- He protested against the new plan.
Bütün öğrenciler savaşı protesto ettiler.
- All the students protested against the war.
Protestocular hükümetten reform talep etti.
- The protesters demanded government reform.
Bütün öğrenciler savaşı protesto ettiler.
- All the students protested against the war.
Güney'in protesto etmek için iyi bir nedeni olduğunu söyledi.
- He said the South had good reason to protest.
Göstericiler sinagogu ateşe verdiler.
- The protesters burnt down the synagogue.
Muhtemelen insanların gösterilere protesto etmek için değil, sadece kendilerini göstermek için gittiklerini demek istiyor.
- He probably meant that people only go to demonstrations to show themselves and not to protest.
İstifasını şirket politikasına itiraz ederek sundu.
- He submitted his resignation in protest of the company's policy.
Tom protesto etmek için ağzını açtı.
- Tom opened his mouth to protest.
Protesto etmek için istifa etmeye karar verdi.
- Conkling decided to resign in protest.
I protest my innocence.
... but alumni protested that they were a communist plot. And just 20 years later, Richard Nixon, ...
... The writer, the would-be writer protested and shared ...