O, protesto etmek için ağzını açmadı.
- He didn't open his mouth to protest.
O yeni planı protesto etti.
- He protested against the new plan.
O, protesto etmek için ağzını açmadı.
- He didn't open his mouth to protest.
O yeni planı protesto etti.
- He protested against the new plan.
Göstericilerle polis arasında şiddetli çatışmalar patlak verdi.
- Violent clashes broke out between the protesters and the police.
Muhtemelen insanların gösterilere protesto etmek için değil, sadece kendilerini göstermek için gittiklerini demek istiyor.
- He probably meant that people only go to demonstrations to show themselves and not to protest.
İstifasını şirket politikasına itiraz ederek sundu.
- He submitted his resignation in protest of the company's policy.
Protesto etmek için istifa etmeye karar verdi.
- Conkling decided to resign in protest.
Muhtemelen insanların gösterilere protesto etmek için değil, sadece kendilerini göstermek için gittiklerini demek istiyor.
- He probably meant that people only go to demonstrations to show themselves and not to protest.
Biz destek için temyize gittik.
- We made an appeal for support.
Tom'un mahkumiyeti temyiz oldu ve kazandı.
- Tom appealed his conviction and won.
Bence o gerçekten albenilidir.
- I think that's really appealing.
Protestocuların üçü yaralandı.
- Three of the protesters were wounded.
Genel müdür ofisin dışındaki protestocuları görmezden geldi.
- The president ignored the protesters outside his office.
Protestolar devam etmelidir.
- Protests must continue.
Pazartesinin protestoları çoğunlukla barışçıldı.
- Monday's protests were mostly peaceful.
Onlar yardım için bize başvurdular.
- They appealed to us for help.
Tom yardım başvurusunda bulundu.
- Tom appealed for help.
Beth protesto etti, ancak annesi onun inanılmaz şişman olduğunu hatırlattı.
- Beth protested, but her mother reminded her that she was incredibly fat.
Onun subaylarından bazıları protesto etti.
- Some of his officers protested.
Protestanlar çoğunlukta idi.
- Protestants were in the majority.
Siz bir protestan mısınız?
- Are you a Protestant?
Göstericiler sinagogu ateşe verdiler.
- The protesters burnt down the synagogue.
Göstericilerle polis arasında şiddetli çatışmalar patlak verdi.
- Violent clashes broke out between the protesters and the police.
İnsanlar nükleer silahlara karşı protesto ediyor.
- People are protesting against nuclear weapons.
Tom protesto etmeyi durdurdu.
- Tom stopped protesting.
I protest my innocence.
They protested the demolition of the school.
The public took to the streets to protest over the planned change to the law.
In all Penelope's devotion to her husband there is an ever present sense that the lady doth protest too much.
I'm washing-up under protest because it's not my turn.
... You must call, you must not stop, you must protest ...