Ordu sınırı korumak için kuzeydedir.
- The army is in the north to protect the border.
Tom kendini korumak zorunda.
- Tom has to protect himself.
Herkesin menfaatlerinin korunması için sendikalar kurmaya ve bunlara katılmaya hakkı vardır.
- Everyone has the right to form and to join trade unions for the protection of his interests.
İnsan ailesini korumak zorundadır.
- One has to protect his family.
O, çevreyi koruma hakkında taktire şayan bir konuşma yaptı.
- He made an admirable speech about protecting the environment.
İnsan ailesini korumak zorundadır.
- One has to protect his family.
... is their home sent me legislation that protects taxpayers from footing the bill ...