Tom'u korumamız gerekiyor.
- We're supposed to be protecting Tom.
Onu korumakla sorumluyum.
- I'm responsible for protecting her.
Dünyayı korumanın önemini biliyorlar.
- They know the importance of protecting the earth.
Çevreyi korumak kendimizi korumak anlamına gelir.
- Protecting the environment means saving ourselves.
Tom yerel doğal yaşamı korumak için gücü dahilinde her şeyi yapmaya söz verdi.
- Tom vowed to do everything within his power to protect the local wildlife.
Tom kendini korumak zorunda.
- Tom has to protect himself.
İnsan ailesini korumak zorundadır.
- One has to protect his family.
Her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, adil ve elverişli çalışma şartlarına ve işsizlikten korunmaya hakkı vardır.
- Everyone has the right to work, to free choice of employment, to just and favourable conditions of work and to protection against unemployment.
O, çevreyi koruma hakkında taktire şayan bir konuşma yaptı.
- He made an admirable speech about protecting the environment.
Mary ve John onu öldürmekle tehdit ettikten sonra, Tom polis koruması istedi.
- Tom asked for police protection after Mary and John threatened to kill him.
... protecting innovation. ...
... protecting your private information, making sure that ...